Kaygı (Anksiyete) Bozukluğu Nedir?
Kaygı bozukluğu, genellikle hayatı tehdit edici olmayan durumlarda bile yoğun endişe, korku veya panik hissi ile karakterize edilen bir zihinsel sağlık durumudur. Anksiyete bozukluğu, kişinin günlük aktivitelerini ve sosyal ilişkilerini etkileyebilir.
Kaygı bozukluğu, genellikle tekrarlayan ve sürekli endişe duymak, aşırı kaygılanmak ve belirsiz bir gelecek hakkında düşünmekle ilişkilidir. Kişi, çoğu zaman olayların kötüye gideceğine dair bir duygu veya hisse sahip olabilir.
Kaygı bozukluğu, farklı türleriyle birlikte gelir. Örneğin, sosyal anksiyete bozukluğu, insanlarla etkileşim kurmakta zorlanma veya utangaçlıkla ilişkilidir. Panik bozukluğu, yoğun panik ataklarının meydana geldiği anksiyete bozukluğudur. Obsesif kompulsif bozukluk (OKB), takıntılı düşüncelerle ve tekrarlayan ritüellerle karakterizedir. Bunun yanı sıra, yaygın anksiyete bozukluğu (YAB) ve travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) da yaygın türler arasındadır.
Kaygı (Anksiyete) Bozuklukları başlığı altında aşağıdaki farklı klinik tabloları sıklıkla gözlemlenen durumlardandır:
- Yaygın Anksiyete Bozukluğu
- Panik Bozukluk
- Obsesif Kompülsif Bozukluk (DSM-5 te yeni bir başlık olarak değerlendirilse de bir çok alt tipi anksiyete ile ilişkilir.)
- Fobiler (Sosyal, özgül fobiler)
- Travma Sonrası Stres Bozukluğu
- Madde Kullanımına Bağlı Anksiyete Bozukluğu
Kaygı Bozukluğu Belirtileri
Kaygı bozukluğunun belirtileri şunları içerebilir:
1. Sürekli endişe ve kaygı: Kişi, çoğu zaman olayların kötüye gideceği veya başına kötü bir şey geleceği düşüncesine kapılır.
2. Fiziksel belirtiler: Kişide kalp çarpıntısı, terleme, titreme, nefes almada zorluk, baş ağrısı, mide rahatsızlığı, ishal gibi fiziksel belirtiler görülebilir.
3. İçe kapanıklık: Kişi, genellikle evde veya işte sosyal aktivitelerden kaçınır.
4. Kontrol kaybı: Kişi, kendisini kontrol edememe hissiyle mücadele edebilir. Bu, çarpıntı gibi fiziksel semptomlarla birlikte panik ataklara yol açabilir.
5. Uyku problemleri: Kişi, uykuya dalamama veya uykuyu sürdürememe, kabus görme veya uyku apnesi gibi uyku problemleri yaşayabilir.
6. Odaklanma sorunları: Kişi, odaklanmada zorluk çekebilir ve iş veya okul performansında düşüş yaşayabilir.
7. Sosyal fobi: Kişi, sosyal durumlarda veya kalabalık ortamlarda kendisini rahat hissetmez. Toplum içinde konuşmaktan veya etkileşim kurmaktan kaçınabilir.
Kaygı bozukluğu tedavisi, psikoterapi (terapi) ve ilaç tedavisi gibi çeşitli yöntemlerle yapılabilir. Kaygı bozukluğunun tedavisi erken teşhis edilmesi durumunda daha etkili olabilir.
Kaygı Bozukluğu Tedavisinde Psikolojik Destek
Kaygı bozuklukları tedavisinde ilaç tedavisi ve psikoterapi kullanılabilmektedir. Özellikle psikoterapi uygulamaları anksiyete bozuklukları üzerinde çok olumlu etkiler göstermektedir. Bir çok araştırma terapinin anksiyete bozukluklarında ilaç tedavisine kıyasla uzun süreli iyileşmeler sağladığını göstermiştir.
Psikoterapi, kaygı bozukluğu tedavisinde farklı teknikler kullanarak etkili olabilir. Bu teknikler arasında bilişsel davranışçı terapi (BDT), kabul ve kararlılık terapisi (ACT), duygusal odaklı terapi (DOT) gibi yöntemler yer alabilir. BDT, kişinin düşünce ve davranışlarına odaklanarak, kaygının temel nedenlerini anlamasına ve olumsuz düşünce kalıplarını değiştirmesine yardımcı olur. ACT, kabul, farkındalık ve davranış değiştirme tekniklerini kullanarak, kişinin kaygıyı yönetmesine yardımcı olur. DOT, kişinin duygusal deneyimlerine odaklanarak, kaygı ile baş etme becerilerini geliştirmeye yönelik bir terapi yöntemidir.
Nora Psikoloji’de Kaygı Bozukluğu Çalışmaları
Özel çalışma konularımızdan olan anksiyete bozukluklarında kullandığımız yapılandırılmış terapi programları ile anksiyete bozukluklarında aldığımız etkin sonuçlar Nora Psikoloji’yi İzmir dışı başvurularda da tercih edilen bir merkez haline getirmeyi başardı. Yüz yüze ve online psikolojik danışmanlık çalışmalarıyla ilgili bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Kaygı bozuklukları ile ilgili ilginizi çekebilecek diğer yazılarımız: