Doğum Sonrası (Lohusalık) Depresyonu Nedir?
Bebek sahibi olmak mutluluk, heyecan ve sevinç duygularını beraberinde getirir. Bununla birlikte, yeni doğum yapan bazı anneler doğum sonrası depresyon, diğer adıyla lohusa depresyonu yaşarlar. Bunu yaşayan anneler, günün çoğu zamanı depresif ruh halindedirler ve suçluluk, yetersizlik ve değersizlik duyguları hissedebilirler. Bebek için hiç endişelenmeyebilir ya da tam tersi aşırı endişeli olabilirler. Bebeğe zarar vermekten korkabilirler ve kabuslar ve panik atak deneyimleyebilirler.
Lohusalık Depresyonun Belirtileri Nelerdir?
Lohusalık depresyonun en hafif ve en yaygın şekli annelik hüznü (baby blues) olarak bilinir. Belirtiler doğumdan sonraki ilk 10 gün içinde kendiliğinden ortaya çıkar ve yaklaşık üç ila beş gün arasında zirve yapma eğilimindedir. Belirtiler rahatsız edici olmasına karşın, 24-72 saat içinde zamanla azalır. Yaygın belirtiler arasında, anksiyete, depresyon, sinirlilik, ağlama nöbetleri, uyku ve iştah sorunları ve bebek için duygu eksikliği görülebilir.
Doğum sonrası depresyon, doğumdan sonraki ilk yıl içinde herhangi bir zamanda, genellikle doğumdan sonraki dört hafta içinde, ancak bazen birkaç ay sonra ortaya çıkabilir. Belirtiler en az iki hafta boyunca mevcut olmalı ve annenin işlevselliğini etkilemelidir. Bir çok hasta doğumdan 6 ay sonra belirtileri yaşamaktadır.
Lohusa Depresyonu için Risk Faktörleri
Lohusa depreyonu yaşayan kadınların önemli bir kısmının hamilelik süresince depresyon ya da kaygı belirtileri yaşadığı görülmektedir. Ayrıca, hamilelik öncesinde depresyon geçmişi olan, eşi ile ilişkisinde sorunlar yaşayan, sosyal desteği az olan ve stresli hayatı olan kadınların lohusa depresyonu yaşama olasılıklarının daha yüksek olduğu bilinmektedir.
Doğum Sonrası Depresyonu Tedavisi
Anne ve bebek arasındaki bağın doğumdan itibaren sağlıklı şekilde kurulması bebeğin sağlıklı gelişimi için çok önemlidir. Doğumdan sonra depresyon, bu bağın kurulmasını ve annenin ve bebeğin psikolojisini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, doğum sonrası dönemde annede depresyon belirtilerinin olabildiğince erken teşhis ve tedavi edilmesi önemlidir. Erken dönemde tedavi edilmesi durumunda anne ve bebeği olumsuz etkilememesi mümkündür. Doğum sonrası dönemde depresyon geçiren bir kadın, sonraki hamileliklerinde ve doğum sonrası dönemlerde çok yakından takip edilmelidir.
Depresyonla ilgili genel bilgi için Depresyon Nedir yazımızı okuyabilir veya Online Depresyon Testi uygulayabilirsiniz.
Duygu-Durum Serisi
Stres Nedir
Tüm istek ve ihtiyaçlarımızın otomatik olarak karşılandığı bir dünya çok basit ve kolay olurdu. Ancak gerçek hayatta, hem kişisel hem de çevresel birçok engel önümüze çıkar. Bizim de bu engellerle başa çıkmamız ve hayatın taleplerine uyum sağlamamız gerekir. Başa çıkma kaynaklarımızı ve yeteneklerimizi aşan engeller karşımıza çıktığında, zorlandığımızda, ortaya çıkan psikolojik duruma stres denir. Yani […]
Aleksitimi Nedir
ALEKSİTİMİ (DUYGU KÖRLÜĞÜ) Aleksitimi, duygularla ilgili sorunları tanımlamak için geniş bir terimdir. Aslında, Freudyen teorilerde kullanılan bu Yunanca terim; “duygu için hiçbir kelime yok” anlamına gelir. Net olarak bilinmemekle birlikte, 10 kişiden 1’inde aleksitimi olduğu tahmin edilmektedir. Aleksitimi; bireyin kendi duygularını tam olarak anlayamaması, bunları iyi bir şekilde ifade edememesi ve sosyal normlara uygun bir […]
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Nedir? DEHB; bireyin işlevsel bir günlük hayat geçirmesini ve hayattaki başarısını engelleyen kalıcı bir dikkatsizlik ve/veya hiperaktivite ve dürtüsellik örüntüsü ile karakterize nörogelişimsel bir bozukluktur. DSM-5 (Mental Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı 5. Basım) üç çeşit DEHB tanımlamaktadır. Bunlar; (1) Dikkat eksikliğinin ön planda olduğu tip, (2) Hiperaktivite-dürtüselliğin ön […]
Damgalama (Stigmatizasyon)
Damgalama (Stigmatizasyon) Nedir? Psikolojik bozukluklara sahip bireylerin yaşam kalitesinin düşmesi; sadece bu psikolojik bozuklukların neden olduğu semptomlar, sıkıntı ve engellerden kaynaklanmaz. Yaşam kalitesindeki düşüş ve bu bireylerin yaşadığı kişisel hedef kayıpları; psikolojik sağlığa ve psikolojik sağlık desteklerine eşlik eden damgalamayı benimseyen bireyler tarafından da olabilir. Damgalama kavramını literatüre kazandıran Goffman’a göre damgalama; damgalanan bireyin bir […]
Bipolar Bozukluk
BİPOLAR BOZUKLUK NEDİR? Bipolar bozukluk, diğer adıyla manik-depresif bozukluk, çoğunlukla kişilerde duygusal olarak iki uçta yüksek (mani) veya düşük (depresyon) duygu durum geçişlerine neden olan bir mental bozukluktur. Depresif epizodu deneyimleyen kişiler kendilerini üzgün ve umutsuz hissederken gündelik aktivitelere duydukları ilgide de azalma görülür. Bunun tam tersi olarak kişinin duygu durumu mani ya da hipomani […]
Rüminasyon
Sürekli Düşünüp Durma: Ruminasyon Boş vakitlerinizde, uyumaya çalışırken, yolda yürürken, arabada, yemek yerken kısacası çok fazla odaklanmanızı gerektirmeyen çoğu aktivite sırasında zihninizden atamadığınız düşünce döngüsüne kapıldığınız oldu mu? Sizi rahatsız eden, ne yaparsanız yapın susturamadığınız düşünceler.. Zihnin geviş getirmesi olarak da nitelendirilebilen bu durum psikolojide “ruminasyon” olarak tanımlanmaktadır. Ruminasyon, zihinsel aktiviteleri bölen ve geçmişte bize […]
Psikolojik Sağlamlık
PSİKOLOJİK SAĞLAMLIK VE MENTAL ESNEKLİK Yaşamımız boyunca bizi derinden etkileyen, sarsan, korkutan olumsuz yaşam olaylarıyla karşılaşmamız oldukça olasıdır. Bazen biz yaşamasak bile etrafımızdaki insanların sevdiklerini aniden kaybettiklerine, ağır hastalıklarla mücadele ettiklerine ya da iflas gibi çok zorlayıcı deneyimlerle karşı karşıya kaldıklarına şahit oluruz. Bu yaralayıcı olaylar benzer gibi gözükse de kişilerin bu olaylara verdiği tepki […]
Kişilik Bozukluğu Nedir?
KİŞİLİK BOZUKLUĞU NE ANLAMA GELMEKTEDİR? Kişilik, bir insanı diğer insanlardan farklı kılan düşünce, duygu ve davranış biçimlerini içermektedir. Bireyin kişiliği; kalıtsal özellikler, deneyimler ve çevresel faktörlerden çerçevesinde gelişir ve oluşur. Kişilik bozuklukları, genellikle ergenlik ve genç yetişkinlik döneminde başlayan, toplumun ve kültürün beklentilerinden sapan, sıkıntıya veya günlük işleyişte sorunlara neden olan beklenenden önemli ölçüde farklı […]
Tükenmişlik Sendromu
Tükenmişlik Sendromu Nedir? İnsanların farklı stres kaynakları olduğu bilinmektedir. İş odaklı stres kaynaklarında azalma olmadığında, stresörlere sürekli olarak maruz kalmak fiziksel, zihinsel ve duygusal yorgunluğu sebep olabilir. Bunun sonucu olarak da olumsuz psikolojik ve fiziksel sonuçları olan tükenmişlik ortaya çıkmaktadır. Tükenmişlik sendromu ilk olarak Freudenberger (1974) tarafından yavaş ve sinsice ilerleyen, iş kaynaklı talepler sonucu […]
Cinsel Yönelim ve Cinsel Kimlik
Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği Nedir? Cinsel yönelim ve cinsel kimlik doğru ve güvenilir bilgi edinme noktasında büyük hassasiyet gerektiren kavramlardır. Cinsel yönelim kişinin çoğunlukla cinsel veya romantik çekim duyduğu cinsiyeti ifade eder. Kişinin cinsel yönelimini hemcinsleri oluşturmaktaysa bu cinsel yönelim homoseksüellik olarak adlandırılmaktadır. Eğer kişi hem kendi cinsine hem de karşı cinse ilgi duyabilmekteyse […]