Cinsel Yönelim ve Cinsel Kimlik
Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği Nedir?
Cinsel yönelim ve cinsel kimlik doğru ve güvenilir bilgi edinme noktasında büyük hassasiyet gerektiren kavramlardır. Cinsel yönelim kişinin çoğunlukla cinsel veya romantik çekim duyduğu cinsiyeti ifade eder. Kişinin cinsel yönelimini hemcinsleri oluşturmaktaysa bu cinsel yönelim homoseksüellik olarak adlandırılmaktadır. Eğer kişi hem kendi cinsine hem de karşı cinse ilgi duyabilmekteyse bu cinsel yönelim biseksüellik olarak isimlendirilir. Kişinin cinsel yönelimi karşı cinse ise bu cinsel yönelim heteroseksüellik olarak adlandırılır. Son olarak bazı bireylerin romantik ilgi duysa bile kimseye cinsel bir arzu duymadığı cinsel yönelime ise aseksüellik denmektedir.
Cinsiyet kimliği ise; kişinin kendi cinsiyetini nasıl tanımladığı ve nasıl tanımlanması istediğini belirtir. Bedensel tanımlamanın ötesinde cinsiyet kimliği psikolojik ve sosyal katmanları da içinde bulundurmaktadır.
Cinsel yönelim ve Cinsiyet Kimliği ile Psikoterapide Çalışmak:
Psikoterapi sürecinde terapistin danışana cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği konusunda etik ilkelere bağlı olarak yaklaşması son derece önemlidir. Terapi sürecinin ilk hedefi cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği konusunda danışana doğru ve güvenilir bilgi sağlayarak danışanın deneyimliyor olabileceği kavramsal karışıklıkları netleştirmesinde yardımcı olmaktır. Bu noktada cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği kavramına dair tanımların danışana detaylıca aktarılması oldukça önemlidir.
İlerleyen süreçlerde ise, terapide cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine dair bireyin kendisine kabullenici yaklaşmasına olanak sağlayacak bir güvenli alan sağlanması hedeflenmektir. Bireylerin cinsel yönelim ve cinsiyet kimliklerinin yaşantısına olan etkileri ve eğer varsa zorlayıcı faktörler ile nasıl baş edebileceğine dair destekleyici bir mekanizma sağlanmaya çalışılabilmektedir.
Bu süreçte bireylerin terapist tercihlerinde eşitlik, zarar vermeme, mahremiyete saygı ve tarafsızlık ilkelerine tamamen bağlı bir terapist ile çalışması çok önemlidir. Psikoterapide ele alınabilecek her deneyim gibi, kişilerin cinsel yönelim ve cinsiyet kimliklerine dair yaşantılarının ele alındığı bir terapi süreci her zaman kabullenici ve destekleyici bir etmen olarak var olmalıdır.
LGBTİ bireyler için açılma süreçleri
LGBTİ (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Transseksüel ve İnterseks) bireyler için “açılma” sıklıkla psikoterapide ele alınan gündemlerden biridir. Açılma süreci “kendine açılma” ve “başkalarına açılma” olarak iki farklı süreci kapsamaktadır. Heteroseksüelliğin ve toplumsal cinsiyet rollerinin norm olarak deneyimlendiği sosyal yapının içerisinde LGBTİ bireyler açılma sürecinde çeşitli zorlayıcı deneyimler yaşayabilmektedirler.
Psikoterapi, açılma sürecinden geçen LGBTİ bireyler için bu süreci anlamlandırması ve baş etme mekanizmalarını güçlendirmesinde önemli rol oynayabilmektedir.
Yapılan araştırmalar LGBTİ bireyler için en önemli ve zorlayıcı açılma sürecinin ailelerine açılma süreci olduğunu göstermektedir. Aile terapisi bu süreçte kapsayıcı bir yaklaşım ile karşılıklı empati ve kabul ortamının sağlanarak aile içi ilişkilerin destekleyici bir faktör olarak dönüştürülmesine katkı sağlayabilmektedir.
Diğer yazılar için psikoloji bloğunu ziyaret edebilirsiniz.